Baronların karapara aklama yolları: Şifreli sistemler, 7 kez satılan lüks araçlar
İstanbul Başsavcılığı’nın ‘Baron İddianamesi’yle ilgili yazı serisinin dördüncüsünü yayınlayan gazeteci Timur Soykan, uyuşturucu kaçakçılarının karapara yollarını ve karapara aklama sistemlerini köşesine taşıdı. Buna göre İstanbul’un en gözde yerlerinde bulunan galerilerde üst segment araçların defalarca alınıp satıldığını söyleyen Soykan, hawala (havale) ve token (jeton) denilen şifre yönteminden bahsetti.
Soykan’ın ‘Uyuşturucunun kara para yolları’ başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Soruşturmada ele geçirilen telefonlardaki şifreli haberleşme programlarında bulunan mesajlardan para trafiği de çözüldü: Hawala sistemi…
Hawala ya da Havale denilen yöntem şöyle işliyor: Yurtdışındaki havaleciye para yatırılıyor ve telefonla Türkiye’deki havaleciye bir kod gönderiliyor. Türkiye’deki havaleci bu kodu veren kişiye parayı teslim ediyor. Tam ters yönde aynı trafik aynı şekilde işliyor. Havaleciler bu işten komisyon alıyor. Fiziki olarak paranın ülke değiştirmediği ama kayıtdışı para takasıyla ödemelerin yapıldığı devasa bu kara para sisteminde Türkiye en önemli duraklardan.
İddianameye giren mesajlara göre; uyuşturucu şebekesi bu sistemde de Token (jeton) denilen şifre yöntemini kullanıyordu. (Bu sistemin Token denilen kripto parayla ilgisi yok.)
Mesela; Hollanda’daki havaleciye 1 milyon avro teslim ediliyor ve şifre olarak 5 avro banknotun fotoğrafı gönderiliyor. Türkiye’deki havaleciye 1 milyon avroyu almak için gelen şebeke üyesi, seri numarası belli 5 avro banknotun orijinalini veriyor ve 1 milyon avroyu teslim alıyor.
Bu para trafiği karşılıklı olarak sürekli devam ettiği için paranın fiziki olarak Hollanda’dan Türkiye’ye ya da Türkiye’den Hollanda’ya gitmesi gerekmiyor. Havalecilerin muhasebe kayıtlarında gelen ve giden para zamanla eşitleniyor.
BANKNOTTAKİ ŞİFRELER
Uyuşturucu şebekesinin şifreli mesajlarında defalarca seri numarası görülecek şekilde 5 avro banknot fotoğrafı gönderilmiş. Kısa süre sonra gelen yanıtlarda ise vakumlanmış poşetlerde yüklü miktarda avro ve dolar fotoğrafı var. İddianameye göre; çete daha sonra Kapalı Çarşı’da bir kuyumcu alarak para transferlerini yönetti.
Savcılığın talebiyle hazırlanan MASAK raporunda, uyuşturucu çetesinin, konut ve otel satın alarak kara para akladığı anlatıldı. Ancak büyük kısmı üçüncü şahıslar üzerinden satın alındığı için tespit edilemedi. Baronlar, kendi üzerlerine yaptıkları satın almaların küçük bir kısmında parayı bankadan göndermişti. Çok büyük çoğunluğunda ise nakit para ile satın almışlardı. İddianamede konut alımıyla çok büyük miktarda parayı akladıkları, hem Türkiye’de mülk sahibi oldukları hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı elde ettikleri anlatıldı.
Bolle Jos ise genellikle külçe altın satın alarak özel uçakla Dubai’ye götürüyordu.
PARA AKLAMA GALERİSİ
Uyuşturucu şebekesinin kara para aklamak için çok sayıda şirket kurduğu da belirlendi. İstanbul’un göbeğinde, Etiler’de bulunan Autobank isimli oto galerinin ise bir kara para aklama üssü olduğu öne sürüldü.
Galerinin sahibi Hasan Lala, Abdullah Alp Üstün ile yakın bir isimdi. Ortak ticari faaliyetleri de vardı. İddianamede Hasan Lala’nın kendisi, akrabaları ve çalışanları adına 7 inşaat ve otomotiv şirketi kurduğu anlatıldı, 2013 yılından itibaren aynı yöntemle kara para akladığı öne sürüldü. İddianamede özetle şöyle denildi:
“Abdullah Alp Üstün, Joseph Johannes Leijdekkers ve Naci Yılmaz, uyuşturucu ticaretinden elde ettikleri parayı, Hasan Lala üzerinden ülkemizde lüks araçlar alıp satmak suretiyle akladı. Nakit parayla gizli sahibi Hasan Lala olan 7 şirket adına sıfır araçlar satın alındı. Sonra araçları aynı gün ya da çok kısa bir süre içerisinde şüpheli şirketlere sattılar. Bu kâğıt üzerindeki alış ve satış işlemleri defalarca tekrarlandı. Şüpheli şirketler tarafından her alım satım işleminde kara para nakit olarak yasal sisteme sokuldu. Her satış işleminde lüks aracın güncel piyasa değeri kadar para aklandı. Tekrar tekrar farklı kişi ve şirketlere satış yapılarak paranın izi yok edilmeye çalışıldı.”
Diğer yabancı baronlar da Hasan Lala ile bağlantılı şirketlerden milyonlarca dolarlık otomobiller satın almış görünüyordu.
Yerel seçimlerden tam bir gün önce 30 Mart’ta ise İstanbul Etiler’de silah sesleri yükseldi. Odatv’den Uğur Can Biçer’in haberinde yer alan bilgilere göre, Hasan Lala’nın sahibi olduğu Autobank isimli oto galeriye düzenlenen saldırıda kalaşnikof silahlar kullanıldı. Saldırıda, galeride bulunan lüks araçlara toplamda 60 kurşun isabet ederken saldırının altında alacak verecek meselesinin yattığı öğrenildi.
Hasan Lala’nın sahibi olduğu Autobank isimli otogaleride kara para aklandığı iddia edilmişti.
7 KEZ SATILAN LAMBORGHINI
Örneğin; 2020 model Lamborghini Urus marka araç Hasan Lala tarafından 19 Mart 2021’de sıfır olarak satın alınmış görünüyordu. Kayıtlara göre; 7 ay içinde bu otomobil Hasan Lala ile bağlantılı şirketler arasında 7 kez alınıp satılmıştı.
‘Kara Mamba’ lakaplı Isaac Bignan’ı kaçırmak için Türkiye’ye gelen Emre Köksal, yine aynı şebekedeki Ali Çelik’ten bu otomobili nakit para ile satın almıştı. Hatta bu otomobil ile uygulamaya takıldılar.
İddianamede baronların banka hesapları ve şirketleri tek tek anlatıldı. Hesaplar ve şirketler üçüncü kişiler üzerine açılmıştı.
Abdullah Alp Üstün ve bazı yabancı baronlara ise Kuzey Kıbrıs’taki Casino sahibi Savoy Co Ltd. isimli şirketten düzenli olarak para gönderildiği belirlendi. Kuzey Kıbrıs’taki kumarhane üzerinden de kara para aklandığı iddia edildi.”
(HABER MERKEZİ)